ALPEREN ARICILIK

ALPEREN ARICILIK
ALPEREN ARICILIK

30 Ocak 2013 Çarşamba

2013 OCAK AYI

2013 Ocak ayı arıcılık açısından sıkıcı geçse de yine boş durmadık. Hiç değilse arıların civarındaydım.
Bu mantarı daha önce de görmüş dairede konusu olunca oda arkadaşım çok lezzetli bir mantar olduğunu söylemişti. Hatta internetten araştırarak aynı mantarı internetten bulmuştuk. 21.01.2013 tarihinde tarlaya gittiğimde yine o mantarlar duruyor ve yanına başkaları eklenmişti. Her ne kadar internetten bulmuşta olsak birkaç tane deneme yapmakta fayda var. Aradan epeyce saat geçtiği halde zehirlenme belirtisi olmadı.
Diğer mantarlarında tazeleri toplanıp güzelce temizlendi.
Güzelce yanmış kuzinenin üzerine dizildi, üzerine biraz tuz serpilip güzelce pişirildi ve icabına bakıldı.
Toprağın üzerinde duran birkaç tane kovanım vardı.
Kulübenin önünde birkaç tane 5x10 cm lik kalas ve biraz tahta vardı, onlardan palet yaptım.
Toprak üzerinde duran kovanlar paletlerin üzerine yerleştirildi.
Dağınık vaziyette duran odunlar da ızgara hazırlanıp güzelce dizildi. hem yağmurdan daha az etkilenecekler, hem de düzenli olacak.
Ocağın 28-29 unda da tarladaydım. İzmir'de epeydir yağmur yağıyor, komşuma da bu yağmurların bir sürprizi varmış anlaşılan. Tarlasının bir bölümünde heyelan oluşmuş.
Epeyce toprak aşağıya kaymış.
Alttaki ağaçlar daha fazla kaymasını engellemeye çalışıyor gibi gözüküyor.
Engellemeye çalışıyor gibi diyorum, çünkü sanki kayma devam ediyor gibi geldi bana.
Yukarıdan kopan toprak 8-10 metre aşağıya kaymış gibi görünüyor. Gerçekten çok üzücü bir durum, birkaç yıl önce dikilmiş zeytin fidanları vardı çoğu toprağa karışmış. Bu kayan bölgede daha önce kiraz ağaçları vardı, bakımsızlıktan kurudu, sonuçta komşu da temizlik yaptım diye düşünerek kuruyan ağaçları kesip köklerini odun yaptı. Yerlerine fidan dikti ama sonuç ortada. İnşaallah zarar artmadan toprak kayması durur.
Bu tarlaya gelişim dinlenme amaçlıydı, hemen hiç bir şey yapmadım. Dinlenip kitap okudum. Epeydir tadını unuttuğum kestane kebabı yaptım birde, çokta güzel oldu doğrusu.

17 Ocak 2013 Perşembe

Şundan Bundan Biraz

2012 yılının son hafta sonu arılarımı ziyarete gittim. Araba arıların yanına kadar gidemediği için 150m kadar yürümek zorunda kaldık ama yapacak bir şey yok.
Bu sonbaharda fırsat bulup bir türlü ilaçlama yapamamıştım, mazeret çok, havalar soğumadı,sonra yağmurlar başladı vs.vs. Neyse geç yapmak hiç yapmamaktan iyidir. Ben iki yıldır formik asidi kilitli poşet içine koyduğum pamuğa yediriyorum, kilitli poşete küçük bir delik açıp kovana veriyorum. 2011 de bu konuda bir sıkıntı çıkmadı, bu senede öğle yaptım.
12 Aralıkta verdiğim keki bu arı temizlemiş. Bir kısmını yemliğe bir kısmını poşette vermiştim, poşetteki tamamen bitmiş, yemlikteki de çok az kalmış, elim değmişken kekide yeniledim.
Bunların ne olduğunu bende bilmiyorum, aslında arkadaşım Yükselen ne soğanı olduğunu söyledi ama ben unuttum. Yükselen Urlada oturan lise arkadaşım, onu ziyarete gitmiştim soğanları o verdi bende diktim. Bakalım çıkınca ne olduğunu göreceğiz. Küçük saksının içinde vermişti, dikmeye başlayınca gördüm ki bir sürü soğan var, muhtemelen çıktıktan sonra seyreltmek gerekecek.
Aslında Türklerin her boyunda olan ama değişik usullerde tüketilen Afyondaki köyümde de yapılan ve tadını özlediğim Tirit yemeği. Bu yufkaları hazırlamak çok emek istiyor, tanıdığım yufkacı yaparım dedi, bende yaptırdım. Daha ince olacak ustam dedikçe tamam abi dese de tam istediğim incelikte olmadı. Et olarak ise bizde kaz kesilir ve kaz suyuna bu yufkalar değişik şekillerde ( ufalanıp üzerine su dökme,bir kişinin kontrolünde yağlı suya batırıp tepsiye bırakılıp oradan tüketme yada bizim yaptığımız gibi ortaya yağlı su konup kişinin küçük parçalar halinde ıslatıp yeme)ıslatılarak yenir. Bizde kaz bulamadık ama daha önceden kalan kaz yağını dolapta saklıyordum, tavuk kaynatıp kaz yağıyla çeşnilendirdik. Nefis körlemek dedikleri şey işte, idare ettik.
Tirit sonrasında ise tavuk etinin icabına bakıldı, yemeğin başı ve sonu resimlendi, arası bizde saklı kalsın:))