ALPEREN ARICILIK

ALPEREN ARICILIK
ALPEREN ARICILIK

11 Ekim 2012 Perşembe

Ekim Ayı Çalışmalarımdan

Uzun süredir arılarla ilgili yayın yapamadım. Arılarımın bir kısmı çam balı için Kamberler köyünde, bir kısmı ve zayıf olanlar kendi tarlamda. Haftasonu zayıf olan arılarımın son durumuna bir bakayım dedim. Buradaki anaların tamamı 2012 zaten zayıf olmaları o yüzden. Tabi kuvvetli olanların içinde de 2012 analarım var. Hani biri çıkıp "2011 oluverseydi niye kovanları zayıflattın" demesin:) Ayrıca zayıf kalmış Karniyollar çam balı sonrası 2011 analı kovanlarla birleşecek, 2011 analara teşekkür edilerek tabi. 2010 anası zaten hiç yok arılıkta.
Tembel Karniyol F2 lerden biri, yumurta var ama çok değil.
2012 yerlilerden biri.
Bir başka Karniyol F2 hem yavru var ve hamde bal toplamış.
Kafkas F2 lerden biri, aslında baharda iyiydi ama ayçiçeği zamanı yavruyu kesti.
Aynı kovan, mevcut gittikçe azaldı,polen olmasına rağmen yavru faaliyeti hala yeterli değil.
Lazım olursa kullanırım diye hazırda tuttuğum analarım vardı, eşek arıları ana arı kutularını zayıf görüp boşaltmış. Son kalan Karniyol F2 anayı, anasız kalmış bir kovanla birleştirdim. Köpük çiftleştirme kutusunun arılar alındıktan sonraki hali. Uçuş deliğini ancak bir arının geçebileceği açıklık bırakarak propolisle kapatmışlar. Delik çok küçük olduğundan ve arı mevcudu çok olduğundan eşek arıları bu kutuya zarar verememiş.
Çiftleştirme kutusunun çıtalarını normal çıtaların yanına koydum, canı isteyen istediği yerde çalışsın. Bir süre sonra kontrol ettiğimde ana büyük çıtalara geçmişti bile, kabul görüp görmeyeceğinden hala emin değilim.
Bu da bir başka Karniyol F2, yumurtlaması gayet güzel kışı rahat çıkaracak gibi duruyor.
Bal ve poleni yeterli, yavru faaliyetide devam ediyor.
Yerli analardan biri daha.
Aynı kovanın yumurta durumu.
Bu görüntüden anlaşılacağı gibi Karniyol F2 keyfi yerinde.
Güve kelebeği kovana girmenin cezasını fena ödemiş gibi duruyor.
Arılar bu arılar poleni bu çiçeklerden alıyorlar.
Tarlada epeydir ilgilenemediğim domateslerin hali, bizden bu kadar diyorlar. Var olanları toplayıp teşekkür ettim. Gerçi emeğimin karşılığını vermediler ama yinede allah bereket versin.

8 Ekim 2012 Pazartesi

Papağanım Cingöz

2008 Temmuz ayından bu yana evimizde bizimle yaşayan jako cinsi papağanımız Cingöz. Aldığımda 1,5-2 yaşında gri gözlü ürkek bir yavruydu. Hoş şimdide çok cesaretli bir kuş değil.
Her yanına vardığımda bana "korkak" diyor, aslında benim ona söylediğimi o bana tekrar ediyor.
Evimize geldiğinden bu yana epey yol katetdik. Sabahları ilk işimiz kimi görürsek günaydınlaşmak. Bazen bahçedeki kedilere, bazen köpeklere ve hatta çocuklara kızıp azarlamak.:))
Balkonda kafesindeyken kendimi gösterip geri çekilirsem " nediyon len" diye bana takılıyor.
En az 30-40 kelime söyliyebiliyor. Hatta bazen sorulara mantıklı cevap verdiği bile oluyor. "Napıyon" deyince "iyi" dediği çok olmuştur.
Fakat kendi dediği gibi gerçekten çok korkak. Resimleri profilden vermeyi seviyor:) Bu tabi birazda psikopatlığını saklamak için. İlk geldiği zamanlarda bir gece 01,30-02,00 arası deprem olmuştu, o sırada çok korkmuş, ertesi günü kanatları dışında vücudundaki tüylerin büyük bölümünü yolmuş, akşam eve geldiğimde kuşu çok kötü buldum. Zaman geçtikçe bu durumu düzeldi, ancak stres yaratacak ortam oluşursa yine kendini yoluyor. Göğüs tüylerinde genelde yolunmuş tüy olduğundan pek gözükmesini istemiyor. Bu sefer biraz değişiklik oldu, arı yerine papağandan bahsettim. Papağan beslemeye arı beslemekten daha önce başladım, ama bu blogta genelde arıdan bahsedildiği için papağanıma sanki haksızlık yapıyormuşum gibi geldi, onun da gönlünü alayım istedim.